"Bir an gelir, yabancı bir şehirde, lisansız kalır insan... İnsansız kalır! Susmanın vakti gelip çatmıştır ve üstelik geç fark
edilir... Telaşları, şehrin artıkları gibi rüzgâra verme zamanıdır; avare sürüklensinler...
Muhasebe için çok geçtir; mesai bitmiştir bu şehirde...
Yanında taşıdığın bütün çantalar anlamsızdır... Ve hazırladığın armağanlar...
Usulca bırakırsın bir köşe başına... Ve hiç kimse gibi veya herhangi biri...
Karışırsın kalabalıklara...