Kendilerine özgü dille, daha doğrusu üst-dille (métalangage) anlatılan felsefî ve dinî hakikatler, saf ve kişiden bağımsız; ilk bakışta kendilerini ele veren hakikatler midir? Eğer böyle iseler, onların kavranmasında hangi yollar kullanılmalıdır? Felsefi ve dini metinler arasında bir benzerlik ya da özdeşlik olmadığı için, bu bilgilerin aksiyomları, ilkeleri ve yöntemleri de birbirinden farklıdır. İster felsefî, isterse dinî olsun; yazılı olan veya olmayan metinler, ancak kendilerine uygun aks ...