"Şüphe yok ki bu dinin merkezinde akîde vardır. Akîdenin temeli de sıfatları, fiilleri ve isimleriyle birlikte Allah'ı bilmektir. Bu sebeple bu ilim, usûlu'd-din (dinin esasları) olarak adlandırılmış; Ebu Hanife de ona el-Fıkhu'l-Ekber (Büyük Fıkıh) demiştir. Fürû (teferruat) olan şer'î fıkıh da el-Fıkhu'l-Asğar (Küçük Fıkıh)dır. Namaz, oruç, taharet ve benzeri dinin hükümlerini bilmek; Allah'ı bilmekten, O'nu ulûhiyetinde, rubûbiyetinde, isim ve sıfatlarında birlemekten sonra gelir.
...