1980'lerin sonunda Doğu ve Orta Avrupa ülkelerindeki sosyalist rejimlerin demokrasiye dönüşünde aktif rol oynayan sivil toplum örgütleri, insan hakları, demokratik katılım, şeffaf yönetim gibi değerler bakımından bir ümit kaynağı haline geldiler. Sivil toplum örgütlerine karşı beslenen ümit, Arap Baharı sürecinde zirve noktasına çıktı. İslam dünyasını boydan boya saran despotik rejimlerin dönüşümünde belirleyici rol oynayan bir güç olacaklardı.
Ne var ki, fazla geçmeden sivil toplum ...