Yaklaşık iki asır önce gün yüzüne çıkmaya başlayan ve o çağa dek geçerliğini korumuş olan düşünme alışkanlıklarını peyderpey fesheden radikal gelişmeler, bu zamana tarihlenen postmodern felsefenin ürünü olarak beliren tamamlanmamış nesneler, kavramsız ve tutarsız fikirler ile belirsiz ve manasız ifadeleri hem idrak hem tahlil hem de tabir etmeyi sağlayabilecek yeni bir yaklaşımın geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Varlık-düşünce-dil arasında cereyan eden ilişkilerin hitabete olan yansımal ...