İnsanı iliklerine kadar titreten dondurucu bir rüzgarın hafif kar kümelerini birer toz bulutu gibi sağa sola savurduğu parlak bir aralık sabahıydı. Bakır bir tepsiyi andıran güneş, ısıtamayan donuk ışınlarını çekine çekine dünyamıza gönderiyordu sanki. Köpekler, kediler, kümes hayvamları soğuktan titreşerek sokak aralarından gidip geliyorlardı. Hınıs sokaklarında in cin top oynuyordu. Herkes evine; gürül gürül yanan sobasının ısıttığı sıcak odasına çekilmişti.