"Şehrin tepelerinde uzunca bir sütunun üstünde, iki gözü parlak safirden, her yanı altınla kaplı, kılıcının sapında bir yakut olan Mutlu Prens'in heykeli dikiliydi. Onu gören, yakınından geçen kim varsa herkes hayranlıkla bakıyordu bu heykele. Kasabada Mutlu Prens'in heykelini görmeyen yoktu. Herkes çok saygı gösteriyordu bu heykele."
işte bu mutlu prens bir gün ayaklarının dibine sadece dinlenmek için konan kırlangıçla bir dostluğa başlar ve bu dostluk muhtaçların imdadına yetişmek için ke ...