O bir zengin kızı... Ona öğretilen, mutluluğun parayla satın alınabileceğiydi. Oysa mutluluk, Eminönü’nde balık ekmek, Mahmut Paşa’da Şam tatlısı yemekti… Sevgilinle sokak sokak dolaşmak… Mutluluk, bir kadının sevdiği erkeğin omzuna yaslanarak, gözyaşlarını saklamadan aşk filmi izleyebilmesiydi... Meğer o abartılı sofralar, egosu tavan yapmış kibir abideleri sırtında ağır birer yükmüş. O, paradan ibaret hayat o kadar da güzel değilmiş. Meğer simit, peynir ve zeytinle kahvaltı muhteşemmiş. Masmav ...