Dine sığınan insan, her şeyi metaya dönüştüren kapitalist ilişkiler içerisinde, kendisini manevi bir varlık olarak hissetmek istiyor.
Din, kapitalizmin acımasızlığı karşısında halkın sığındığı bir liman oluyor; acı karşısında bir afyon görevi üstleniyor, acıyı dindiriyor. Dine yaslanmak, acımasız sömürü ilişkilerinde kendi bulunduğu yere katlanabilmeyi sağlarken, aynı zamanda bir başkaldırı da olabiliyor.
Tam da bu noktada, Marx'ın din eleştirisi, şu sözlerle, kapitalizmin ...