Molla Kutlu, dalgaları kıyıya çarpıp dönen şu uğultulu deniz gibi üzgün ve çaresizdi. Ne adımlarını atacak bir yer ne de sığınacak bir kuytusu vardı. Yüreğini yangın yerine çeviren gelgitler çoğaldıkça benzi sararıyor; güçten, kuvvetten düşüyordu. Artık sayfalarını bir solukta ezberlediği kitapları kaybetmiş, okuduğu bütün metinler, kargacık burgacık hale gelmişti. Dönüp baktığı her yerde aynı hayali görüyor, ondan hiçbir yere saklanamıyordu. Sanki amansız bir gölgenin peşine düşmüştü. Kovaladık ...