Sanki sokaklar ve caddeler daralmış ve insanlara küsmüş gibiydi. Menâf’ı yine buhrân kaplamıştı. Ne yapacağını bilemiyordu âdeta. Bir çıkış yolu arıyordu. Artık etrafında olan insanlar ona canavar gibi görünüyordu. İnsanlardan kaçışının ardı arkası gelmiyordu. Bu kaçış, zihnine fikir yorgunluğundan başka bir şey kazandırmıyor ve katmıyordu. Böylece kendisi bundan sonra bu yorgunluğun hammâlı olmuştu. Elbette bu yük bir yerde dökülecekti. Belki de Menâf döküldüğü vakit o yük altında ezilecekti. K ...