Ayrı dünyalar ve ayrı hülyalar bir yerlerde kesişir; birbirine değer, birbirini ezer ya da yüceltir.
Çok sevdiğimiz bir kokuyu bile hissetmeyiz bazen. Bazen de bir nargile dumanı, yeni ve sisli bir ufuk açar
önümüze; şimdiki zaman geçmişle harmanlanır.
Kendimizi rahatlatmak için kurduğumuz o müthiş soru iç dünyamızda çalkalanıp durur: “Eğer kararları biz
vermiyorsak, yaptıklarımızdan nasıl sorumlu olabiliriz?”
Şairin dediği gibi, bizi “yakıp yıkan bir nazar” ve “kad ...