İçinden geçmekte olduğumuz süreç, dünyanın çok boyutlu bir kriz içinde olduğunu göstermektedir. Siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel düzlemde belirtileri iyice açığa çıkan bu krizin arkaplanları ciddi olarak yoklandığında, yüzeysel değil paradigmatik bir nitelik taşıdığı görülecektir. Dolayısıyla siyasal ve ekonomik küçük dokunuşlarla halledilemeyecek ölçüde derin, bütüncül ve düşünsel çabaları gerektirmektedir. Bu durum dünyaya egemen olan düşünsel perspektifin sorgulanması kadar yeni bir para ...