O ki Kâinatın Efedisini gönül gönül sarmış, ömür nefeslerinin incilerini ayaklarının altına sermişti...
O ki Cennet hûrilerini imrendirecek güzellikte bir tâze gelin iken Zevcini yititrmiş, bütün acılara göğüs gererek doğacak çocuğunun hayâliyle rüya rüya uçmuştu...
O ki, tâ Hazret-i Âdem´den beri peygamber peygamber gelen ve alından alına geçen Muhammedî nûru taşımak şerefine ermişti...
O, kuru kirpiklerden ümit olup dökülen şebnem damlası gibi duru ve pâk ...