"Güllerim, Yunus'umun gülleri, bağışlayın beni! Böyle yapmazsam eğer
büyüyemezsiniz siz. O zaman kim güzelleştirir dünyayı, kuşları kim çağırır bahçeye,
içimizi kim aydınlatır?" diyordu yavaş duyulan bir sesle.
Neden sonra arkasına dönünce benim geldiğimi fark etti. Biliyordum ki, bu saatlerde
o da benim yolumu beklerdi hep. Onun konuşmasına fırsat bırakmadan,
—Dedeciğim, dedim. Kiminle konuşuyorsun öyle?
—Güllerimle, dedi.