“Biz kadın ve çocukları esir almış Erciş ilçesine doğru götürüyorlardı. Çevremizde eli silahlı askerler, yoldan ayrılmamamız için silahların namlularını bize doğrultmuş, sağımızdan, solumuzdan tek şerit halinde yürüyorlardı. Hiçbirisinin simasında merhametten iz yoktu. Küçük çocuğumun elinden tutmuş, yol boyu yürüyorduk. Geride yakılmış, cehenneme dönüştürülmüş bir Zilan’ı bırakarak ilerliyorduk. Başımıza neyin çeleceğini bilmeden yürüyorduk. Şehre yaklaştıkça yol kenarında cesetlerle karşılaştı ...