Gözünü sabitlediği çatlak, bir anda açıldı sanki. Karşısında bir zindan kapısı gibi karanlık bir karaltı... Büyük bir mağara gibi bir yere girdi o kapıdan kadın...
Etrafına bakındı, ilkin nerede olduğunu anlamaya çalıştı; bu karanlık, ıssız kocaman yer de neresiydi böyle?
Derken nihayet bir ses duydu: “Kalk kız, kalksana!” diye sırtını, karnını yine elleriyle dürten bir kadın sesiydi bu.
Doğduğundan bu yana hep bu şekilde uyandırılmıştı ya bir ayak dürtmesi ya da bir elle yattı ...