Doğar, yaşar ve ölürüz. Çoğu zaman yaşama derdinden doğmayı es geçeriz. Oysa doğum, derin bir aşkınlık içerir. Yanlış doğan insan yaşam iradesini geliştirmeden ölür. Dışarıdan dayatılan kurallar, insanı doğal kimliğinden ve dünyadaki ikametinden uzaklaştırır. İnsan doğadan uzaklaştıkça üretilmiş bir nesneye dönüşür. Oysa plasentanın yerini alan sosyokültürel temellerden ve aileden ‘kendimiz’ olarak çıkabilmenin yolu, ‘nefesimize başvurmak’tır. Bu kitapta filozof ve psikanalist Luce Irigaray, dün ...