İnsanın bireysel anlamda yetkinleşmesi ve toplumsal düzenin inşasında dinî inancın ve ahlakın son derece önemli olduğu bilinmektedir. Bu iki alanın otonom yapılar oldukları şeklinde bazı yaklaşımlar bulunmakla birlikte, genel eğilim onların insan hayatında çoğu zaman kesişen bir yapı arz ettiği yönündedir. Bu konuya ilişkin yaklaşımlar, teolojik ve felsefi anlayışların belirlenmesinde temel bir nirengi noktasıdır.
Din-ahlak ilişkisinin statüsünün belirlenmesine dair yapılan tartışmala ...