Kimi hikâyeler apansızdır. Bir kıvılcımla başlayan önü alınamaz yaygınlar gibidir.
Her şey yerli yerindeyken ve gün kendi mecrasında olanca sakinliğiyle akıp giderken.
Bir çığlık, bir duruş, bir yere yığılma anından.
Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ başında bir gözenin kaynayıp durmasından.
Bir annenin doğar doğmaz göğsüne bırakılan bebesine o tarifsiz bakışından.
Sabahın seherinde türkü mırıldanıp ıslık çalan çöpçüden şehre yayılan huzurdan.
Gökdelendeki residans ...