İslâm tarihinin hemen her döneminde bidat, hurâfe ve bâtıl inançlarla mücadele konusu işlenmiş, ancak bu mücadele, bazen çok sert, bazen de çok müsamahakâr yöntemlerle yapıldığı için, beklenen sonucu verememiştir. Oysa bu konudaki mücadele, katılıktan olduğu kadar aşırı müsamahadan da uzak olmalıdır. Bunun için öncelikle dinin iyi öğretilmesi yolu seçilmeli ve bidat, hurâfe ve bâtıl inançlar hususunda ikna ve inandırıcılığa önem verilmelidir. Nitekim din, yeterince bilinmediği ve bâtıl inançları ...