Geleneğin dine dönüştürülmesiyle birlikte; özgünlüğün, bütünlüğün ve hakikat bilincinin kaybı da bir şekilde meşrulaştırılmış oluyor. Müslüman halklar yüzyıllardır, her şeyin bir gün yeniden ve kendiliğinden aşılabileceği yönünde, uzlaşmacı umutlar içerisinde yaşadılar; bu nedenle de her şeyin, ancak bilinçli, kararlı, sorumlu, içtenlikli, nitelikli, büyük ve kapsamlı dayanışmalar temelinde gerçekleştirilebilecek yoğun mücadelelerle iyileştirilebileceğine ilişkin gerçek umutlara ve gerçek farkın ...